18 Mayıs 2017 Perşembe

TARİHİ VE KÜLTÜREL SORUMLULUK

     Egemen sistemin insan hayatını sarıp sarmaladığı günümüz dünyasında, en önemli nokta bireyin kendisine ait olan tarihsel ve kültürel bilince sahip çıkabilmesidr. Ne yazık ki günümüz dünya insanı, tüketme çılgınlığına tarih ve kültürü de tüketim olarak eklemiş ve kendi tarihsel gerçekliğinden uzak, kültüründen uzak bireyler toplumlar ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu noktada egemen sistem bekçileri başarılı olmuş gibi duruyor. Buna nereden vardığımı soracak olursanız da, kafanızı  şöyle bir kaldırıp etrafa bakmanız yeterli olacaktır. Bugün sokakta başka başka ülkelerden insanları bir araya toplayıp getirseniz aralarında hiç bir farkın olmadığını göreceksiniz. Sermaye sisteminin bizlere sunmuş olduğu yemeklerden tutun da elbiselere kadar her şey aynılaşmış olacağını çok açık şekilde göreceksiniz. Keşke durum sadece elbise ve yemek ile sınırlı kalsaydı diye düşünmedim de değil. ama maalesef toplum kendi gerçekliğinden uzak bir şekilde yaşamını sürdürmeye devam ediyor. ve bu durum dünya tarihini hiç bir döneminde rastlanmayacak kadar en üst düzeye ulaşmış durumda. Kültürler sadece belli günlerde hatırlanmış ( düğün , kız isteme gibi) tarih ise zihinlerden çoktan atılıp gitmiş durumda. 





     
     İşte böyle karanlık bir vakitte, özellikle de bizler gibi doğu toplumlarının kendisine yabancılaştığı bir vakitte kendisini hatırlamaya çalışan ve hatırlatmak için mücadele eden insanlar ile denk gelmek, sayıca az olsa da onların varlığından haberdar olmak, benim açımdan son derece  sevindirici. (  https://marduki.blogspot.com.tr/  ) Parantez için de belirttiğim ve kendisi de benim gibi blog sayfa üzerinden, memleketi hakkında bilgiler paylaşarak bizleri yataklarımızdan kaldırmayı amaç edinmiş. Belki aklınıza bir blog sayfası deyip küçümseme geçecektir. Ama sakın ola ki böyle bir yanılgıya düşmeyin. neden diye soracak olursanız da bizler sanal alemde gezip dolaştığımız yerlerin, yediğimiz yemeklerin, ve sevdiklerimizin fotoğraflarını paylaşarak birilerine nazire yaparken  bu arkadaşımız tarihin ona yüklemiş olduğu bu kutsal görevi yerine getirmek ile meşgul. Attığı bu adım için kendisini tebrik ediyorum. Ayrıca sayfasının sıkı bir takipçisi olacağımı buradan belirterek, bundan sonraki yazılarım dada omu eleştireciğimi belirtmek isterim. Yazımı üstad Ali Şeriatinin sözleriye bitirmek istiyorum. 'Bir yerde yangın varken biri seni ibadet etmeye çalışıyorsa, bil ki bu bir hainin davetidir. ''

     

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder